16 Nisan 2009 Perşembe

Bir Savaş Nasıl Kaybedilir

Savaş cephede başlamaz. Elli yıl, yüz yıl, hatta yüz elli yıl öncesinden başlamıştır bile. Diyelim ki bir ülkenin suyuna, taşyağına (petrol), madenlerine, topraklarına göz dikildi. Savaş çok önceden nasıl başlatılır?

1) Üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde hedef ülkenin tarihî ve manevî gücünün kaynakları, gelenekleri, dili, edebiyatı ve coğrafyası üzerinde yıllarca çalışılır; bu konularda uzmanlar yetiştirilir.
Bunların bir kısmı o ülkeye bilim adamı, din adamı, tüccar, siyasi temsilci kılıklarında bilgi toplayıcı, taraftar derleyici, kışkırtıcı casuslar olarak gönderilir.

2) Hedef ülkede her bakımdan vasat, kendi başına birşey olamayacak, ulusal duyguları zayıf, maddiyat ve mevkîye düşkün kişiler tespit edilir. Bunlar vasıtasıyla toplumun her kesimine ağ salmayı kolaylaştırmak için yarı gizli dernekler kurulur. Bu dernekler ve gizli cemiyetler dış ülkeden idare edilir; en tepedekiler hariç üyelerin çoğunluğu uzun süre gerçek amacın ne olduğunu bilememelidir.

3) Hedef ülkeye dost olarak yaklaşılır ve devlet yönetiminde üst kademlere getirilmiş "üyeler" tarafından, tek taraflı gümrük anlaşmaları ayarlanır. Yardım adı altında hedef ülkeye borç verilir; gizli anlaşmalarla taviz alınır. Bu faaliyetler hedef ülkenin halkından gizlenmelidir.

4) Özelleştirme edebiyatı yapılıp durulur ve ülkenin sanayi tesisleri, enerji (erke) üretim tesisleri, ulaşım - iletişm şebekeleri satın alınır. Hedef ülkede tarım ve hayvancılık yok edilir. Hedef ülkenin toprakları "yatırım yapacağız" diyerek bedavadan teslim alınır.

5) Bütün bunlar olurken zemini yumuşatmak için ruhbilimsel (psikolojik) savaş yürütülür; toplum ve kültür mühendisleri çalışmalarını sürdürür. Bu çalışmalar kapsamında çeşitli yayınlar, mümkünse hedef ülkede yapılanmış derneklerin ve cemaatlerin yayın organlarınca halka bedava dağıtılır.

6) Yerli filmcilik ve musiki yok edilerek yerine halkın kültürünü sarsacak yapıtlar sunulur.

7) Hedef ülkede kazı bilimi (arkeoloji) çalışmalarına el atılır ve ulusun kendi kökeni ile ilgili buluntular örtbas edilirken, uygun katmanlar ön plana çıkarılır. Böylece dünya kamuoyu da istila için ikna zeminine oturtulur.

8) Hedef ülkenin eğitim sisteminde ulusal dil, halk edebiyatı ve tarihe verilen önem azaltılır. Ayarlı ve şişirilmiş yazarlar ünlü kılınarak köklü ulusal edebiyat gözden düşürülür.

9) Eğer hedef ülkede bağımsızlık ruhu içeren yapıda bir din anlayışı varsa, işbirlikçi cemaatler ve sahte mezhepler yoluyla farklı bir din anlayışı yaratılır. Bu cemiyetlere mensup olanlar, devletin din kurumlarını dikkate almayacak şekilde bir din anlayışı ve yaşam tarzı yaratmalıdır. Mümkünse hitabet yeteneği yüksek din adamları ile, yeni dinî heyecanlar arayan kişilere enerji verilir. Devlet kurumlarının din adamları etkisiz bırakılır.

10) Hedef ülkede kültür, gezim (turizm) ve eğitim bakanlıkları içerideki "cemiyet üyeleri" vâsıtasıyla misyoner faaliyetlerine destek olmalıdır. Yabancı dinlere ait tarihi eserler ve anıtlar (mümkünse o ülkenin kendi parasıyla) onarılır, yenileri inşa edilir ve ayine açılır.
Hedef ülkenin tanıtımı ve turizmin gelişmesi bahane edilerek, tarihi yerlerin isimleri değiştirilerek yabancı isimler ön plana çıkarılır.

11) Öldürücü darbe: Yabancı dil ile eğitim, anaokullarına kadar sokulur.
Öğretmenler yabancılardan seçilebilir fakat en iyisi hedef ülkeye mensubiyet hissini kaybetmiş yerli öğretmenler aracılığı ile tamamen yabancı dilde eğitim yapılmasıdır. Özellikle Matematik, Fizik gibi temel bilimlerde eğitimin ulusal dil ile yapılması engellenmelidir. Buna rağmen üstün bilim insanları ve mühendisler yetişir ise, bunlar hedef ülkeden dışarıya çıkmaya heveslendirilmelidir.
Üstün nitelikteki beyinler, herşeye rağmen hedef ülkede kalarak stratejik önemi olan konularda çalışmalar yaparsalar; bunlar "intihar ettirilerek" veya "talihsiz ulaşım kazalarına maruz bırakılarak" engellenmelidir.

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun "Ne Yapmalı?" kitabından derlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder